Türkiye İslam Hukukçuları Platformu, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden saldırılarına tepki göstererek, “Gazze’deki soykırıma karşı vicdani uyanışa” destek olma çağrısı yaptı. Türkiye İslam Hukukçuları Platformu, “Gazze’deki Katliama ve Soykırıma Karşı Vicdani Uyanışa Destek Açıklaması” başlığıyla paylaştığı bildiride, İsrail’in Gazze’de Filistinlilere yönelik gerçekleştirdiği katliamlara tepki gösterdi. İsrail tarafından yıllardır Filistin’de sürdürülen […]
Türkiye İslam Hukukçuları Platformu, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden saldırılarına tepki göstererek, “Gazze’deki soykırıma karşı vicdani uyanışa” destek olma çağrısı yaptı.
Türkiye İslam Hukukçuları Platformu, “Gazze’deki Katliama ve Soykırıma Karşı Vicdani Uyanışa Destek Açıklaması” başlığıyla paylaştığı bildiride, İsrail’in Gazze’de Filistinlilere yönelik gerçekleştirdiği katliamlara tepki gösterdi.
İsrail tarafından yıllardır Filistin’de sürdürülen işgalin, Gazze’de açık bir soykırıma dönüştüğüne işaret edilen bildiride, İsrail’in bölgeye insani yardımların girişini engelleyerek hayatta kalan sivilleri de açlıktan ve hastalıktan ölüme mahkum ettiğinin altı çizildi.
Bildiride, “Gazze’de soykırımın durması, İsrail’in bölgeden çıkartılması ve Gazze’nin sahiplerine bırakılması ” konusunda üniversiteler dahil dünyanın birçok yerinde eylemlerin yapıldığı hatırlatıldı.
Üniversitelerde bu gösterilere katılan çok sayıda öğretim üyesi ve öğrencinin orantısız güç kullanılarak tutuklandığına ve şiddete maruz kaldığına işaret edilen bildiride, “Bu soykırımı durdurmak için vicdanının sesini dinleyen dünya akademisyenleri ve öğrencilerinin yanında olduğumuzu beyan ediyoruz.” denildi.
Bildiriyi Türkiye’nin farklı üniversitelerindeki İslami İlimler ve İlahiyat Fakültelerinden 500 akademisyen imzaladı.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 944’ü çocuk, 9 bin 849’u kadın olmak üzere 34 bin 735 Filistinli öldürüldü, 78 bin 108 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
